Kişisel gelişim üzerine


Son zamanlarda herkes bir yerlere "kendini geliştir" diye yazıyor. Ama nereye kadar? Hani sanki hepimiz birer yazılımız da sürekli güncelleme alıyoruz. Sabah 5’te kalk, buz banyosu yap, evrene niyet gönder, meditasyon yap, üstüne 200 sayfa oku... Yoruldum. Vallahi kişisel gelişmekten içsel kaslarım tutuldu. Bazen sadece boş boş tavana bakmak da bir gelişimdir, değil mi? Değilse de yapacak bir şey yok çünkü ben çoktan tavana bağlandım.

Artık markete gidip domates alırken bile "kişisel gelişim" yaşıyoruz. "Organik domates alarak kendi değerimi fark ettim."

Ne? Ne alaka?

Sadece domates alıyorsun be kardeşim. Domates. Ama yok, her şeyin altına bir anlam, bir enerji, bir içsel yolculuk gömmek zorundayız.

"Bugün yürüyüşe çıktım. Kendimle bağlantı kurdum."

Yok ya? Biz çocukken mahallede koşarken bir şeyle bağlantı kurmuyorduk, direk düşüp dizimizi patlatıyorduk.

Kitapçılara giriyorsun, bir bakıyorsun:
"Sabah 5’te Kalk, Hayatın Lideri Ol"
Kanka ben sabah 5’te kalkarsam lider değil, zombi olurum. Hangi liderlikten bahsediyorsun? Gözümü açmadan çayımı kahvemi içemezsem kimseye liderlik yapamam, ancak yastığımla tartışırım.

Bir de bu "evren siparişleri" muhabbeti var.
"Evrene sipariş verdim, iş geldi."
Ben de evrene sipariş verdim, hâlâ kargo takip numarası gelmedi. Aras Kargo bile evrenden daha hızlı.

Herkesin ağzında şu: "Kendinin en iyi versiyonu ol."

Telefon musun kardeşim, neden sürekli güncelleme geliyo? Ben şu anki halimle gayet iyiyim. Güncelleme geldiğinde zaten telefon yavaşlıyor, ben de sabahları yavaş kalkıyorum. Demek ki en güncel halim zaten bu.
  1. Her şey de olduğu gibi bu kişisel gelişimin de suyu çıktı :)

    ReplyDelete
  2. Kesinlikle katılıyorum. :)

    ReplyDelete
  3. Hakkaten güzel yazı olmuş. Tam da bu konu hakkında yazı yazmayı planlıyordum. Sen konunun hakkını vermişsin, eline sağlık.

    ReplyDelete